12 Kasım’da Berlin’de Büyük Yürüyüş: Zenginden alınıp yoksula verilsin!

HomeManşetAlmanya

12 Kasım’da Berlin’de Büyük Yürüyüş: Zenginden alınıp yoksula verilsin!

Sosyo-ekomik ve iklim krizine karşı protestolar gelişiyor

Almanya’da da çetin ve soğuk geçeceği beklenen sonbahar ve kış aylarında olacak büyük protesto eylemlerinin hazırlıkları yapılıyor. Bir çok kentte değişik eylemlikler gelişiyor. Berlin’de onlarca grubun içinde yer aldığı ‘Umverteilen!’ isimli bir eylem birliği 12 Kasım günü için Berlin’de büyük yürüyüş planlıyor. Daha fazla bilgiyi ‘Umverteilen’ birliğinin sitesinde edinebilirsiniz: www.umverteilen.jetzt

Eylem birliğinin netleşen yürüyüş çağrısını duvaryazisi.org olarak türkçeye çevirip yayınlıyoruz.

ZENGİNDEN ALINIP YOKSULA VERİLSİN!

Berlin’deki BÜYÜK YÜRÜYÜŞE ÇAĞRI

Kiralar uzun zamandır çok pahalı. elektrik de. Isıtma maliyetleri karşılanamaz halde. Artık çocuklarla sinemaya gitmek de mümkün değil. Tereyağı üç avronun üzerinde, döner kebabı bile lüks bir ürün haline geldi. Bu pahalılığı kim karşılayabilecek? Yüzde 8’lik enflasyondan bahsediliyor, ama bizler fiyatların iki katına çıktığını biliyoruz. Yalnız aylık gelirlerimiz ve emekli maaşlarımız artmıyor – Hartz 4 (sosyal yardım) ise hiçbir zaman zaten yeterli değildi. Bu şekliyle yaşamak için geriye bir şey kalmıyor.
Daha yüksek aylık gelirlere ihtiyacımız var. Aylık gelirlerin yükseltilmesi yerine patronlar daha da uzun çalışmamızı istiyorlar. Olacak şey mi? Ya hükümet ne yapıyor? Şuraya biraz ısınma yardımı, buraya biraz daha asgari ücret. Ama hangi taraftan bakarsanız bakın, yetersiz. Bunun yanında bir de gaz’a ek ücret (Gasumlage) ödemek zorunda bıraklıyoruz. Şurası bariz ki, her şeyden önce, büyük şirketlerin çıkarları gözetiliyor. Trafik ışığı hükümeti silahlanmaya 100 milyar ek ödenek ayırırken, “vatandaş parası” (Bürgergeld) olarak adlandırılan sosyal yardım enflasyonu bile telafi edemiyor. Alman Banka’sından Lufthansa’ya, Lufthansa’dan Uniper’e kadar, büyük şirketlerin korunması için her kuruşun hesabını bize yüklüyorlar. Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Almanya’da, fiyat patlamasından önce bile, işi olsun ya da olmasın, 13 milyon insan yoksulluk içerisindeydi. Şimdi ise bir çok insan için bıçak kemiğe dayandı. Durum burda böyle iken, sizler artık dünyanın geri kalan bölgelerindeki yoksulluğu düşünün.

İklim krizi bütün kıtalarda görünür bir şekilde tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle Güney Kürede, şirketlerin sınırsız kar hırsının sonuçları daha da net bir şekilde görülüyor: Doğal kaynakların ve insanların acımasızca sömürülmesi devam ediyor ve bu tahribatın sonucu olarak yaratılan iklim krizi insanların geçim kaynaklarını yok ediyor. Bu durumdan şirketleri sorumlu tutmak yerine, bizlerden kısıtlamalara gitmemiz, daha kısa duş almamız ve ısınmadan tasarruf etmemiz isteniyor. Bunun yerine neden Rheinmetall gibi silahlanma şirketleri kapatılmıyor? Bu yeni sömürgeci talana son vermek, güvenli göç yollarını oluşturmak yerine, Avrupa sınır kaleleri daha da geçilmez hale getiliyor.

Öfkeliyiz! Tüm bunlar, insanların ihtiyaçlarını karşılamak yerine karlara odaklanan bir ekonomi sistem sonucudur. Bu sistem dünyada en çok da zaten yoksulluk ve güvencesizlik içinde yaşayanları, özellikle de Kuzey Kürede güvencesiz veya düşük ücretli sektörlerde çalışan insanları etkilemektedir. Bunların arasında ise kadınların ve ırkçılığa maruz kalan insanların oranı ortalamanın üstünde. Ve Güney Kürede yaşayanlar, yüksek enflasyon oranları, iklim krizinin ağır sonuçları, tarım ürünleri ve hammaddelerinde yapılan spekülasyon’dan en fazla etkileniyorlar.
Bizi bu ekonomik sıkıntılarla başbaşa bırakan ve bizleri günlük yaşamda karşı karşıya getiren bu politikalara son vermek istiyoruz. Herkese eşit haklar tanınmalı! Buzdolablarının dolu olduğu ve evlerin sıcak olduğu iklim dostu bir toplum istiyoruz. Onurlu bir yaşam için daha yüksek aylık gelirlere, emekli maaşlarına ve sosyal haklara ihtiyacımız var. Enerji ve gayrimenkul şirketleri kamu kontrolü altına alınmalı. Kira ve ısıtma maliyetleri ödenebilir olmalıdır.

Yaşamı üreten biziz ve değişimleri yapabilecek olanlar da biziz. Toplu ücret, emeklilik ve sağlık sistemi ve toplumun tüm sosyal hakları aşağıdan gelen uzun mücadelelerle kazanıldı. Kimse bize daha iyi bir dünya hediye etmeyecek, birlikte ve dayanışma içinde kendi gücümüzle başarabiliriz.

İster vasıflı ya da vasıfsız işçi, ister emekli, bakıcı veya mülteci olalım, ister öğrenci veza stajyer olalım, ister ücretsiz ev işçisi, işsiz veya evsizler olalım, birleşelim!

12 Kasım’da birlikte sokağa çıkalım!

Taleplerimiz:
• Elektrik, ısıtma masrafları ve kira için tavan fiyat uygulansın!

Emlak ve enerji şirketleri kamulaştırılsın!

Gaz enerjisi için ek ödemeler (Gasumlage) kaldırılsın!Şirketlerin karları için yoksulluk yaratılmasın!


• Konutlardan tahliyeler olmasın, Gas ve elektrik kesilmesin!


• Yüksek aylık gelir, emeklilik maaşı ve sosyal yardımlar ödensin!


• Herkes için ücretsiz ve iyi ulaşım imkanları sunulsun!


Herkes için sınırsız dolaşım hakkı sunulsun!


• Gıda sektörinde spekülasyonlara son verip sabit fiyatlar belirlensin!


• Herkes için dayanışma nitelikli temel bakım hizmeti sunulsun!


• Şirketler ve süper zenginlerin karı yerine, toplum yararına bir ekonomi!