Son haftalarda Solingen saldırısının araçsallaştırılmasıyla sürdürülen ırkçı göç tartışmalarını biz de kaygıyla izliyoruz.
Konu hakkında iki yazı yayınladık:
Almanya’da üç eyalette seçimler yapılacak. Ali Şahverdi – Duvar Yazısı (duvaryazisi.org)
Solingen + Seçimler = Irkçılık / Garip Bali – Duvar Yazısı (duvaryazisi.org)
Bu yazılarda da vurguladığımız gibi bu gidişata karşı bütün demokrat ve antifaşistler her alanda güç birliği oluştururak seslerini yükseltmelidirler. Bu anlamda yapılan eylemleri duyurmaya ve desteklemeye çalışıyoruz.
Bu anlamda borderless.collective adlı grubun 9 Eylül P.tesi günü Berlin Kreuzberg’ de düzenlediği mitingin çağrısını türkçeye çevirip yayınlıyoruz.
Duvaryazisi.org
—————————————————————————————————————————————————–
Mitinge Çağrı:
Güvenlik ancak dayanışma ve insanlık yoluyla sağlanır!
AfD ve ırkçı göç politikasına karşı duralım!
Yeni ırkçı “güvenlik paketine” ve sözde “sınır dışı etme atağına” karşı protesto gösterisi:
Pazartesi günü, 9 Eylül 2024, saat 18:00’de Lausitzer Platz’a (Berlin-Kreuzberg) gelin.
Şu anda Solingen’deki saldırının, mültecileri ve göçmenleri daha fazla hedef haline getiren ve onları kriminalize eden aşırı önlemler için nasıl araçsallaştırıldığını görüyoruz. Bu öneriler AfD’den değil, CDU, SPD, Yeşiller ve FDP’den geliyor. Bu öneriler temel insan haklarını ve Alman anayasasını ihlal etmektedirler, mültecilere karşı korku ve nefret yaymaktadır.
Gündemde olan aşırı uygulamalar askeri sınır rejimin genişletilmesine ve daha fazla biyometrik gözetim, sınır dışı etme, ırksal kontroll ve kolluk kuvvet yetkilerinin artırılmasına yol açacaktır. Bu durum başta Müslümanlar, mülteciler ve göçmenler olmak üzere zaten marjinalleştirilmiş toplulukları orantısız bir şekilde etkileyecek ve tehlikeye atacaktır. Bu tür bir politika, mültecilerin bir tehdit olduğuna dair tehlikeli bir söylem yaratarak ırkçılığı ve korkuyu körüklemektedir. Sığınmacıların sosyal yardımlarının kesilmesi ve özellikle Afganistan ve Suriye’ye sınır dışı edilmeleri sadece insanlık dışı değil aynı zamanda uluslararası hukuka da aykırıdır.
CDU şimdi hükümete Almanya’nın sınırlarını kapatması ve mültecileri derhal geri çevirmesi çağrısında bulunuyor. Bu konu önümüzdeki hafta başında yapılacak bir toplantıda ele alınacak. Tüm bunları Solingen’deki saldırının mantıklı bir sonucu olarak göstermeye çalışıyorlar, ancak öyle değil – savundukları ve yaptıkları toplu bir cezalandırmadan başka bir şey değildir.
Bu faşist talepler kimseye güvenlik sağlamıyor; bizi bölmeye ve insanları onurlarından ve haklarından mahrum bırakmaya çalışıyor. Bu politikaları savunan siyasetçiler AfD’nin aşırı sağ ideolojisini benimsemekte ve faşizmi, yabancı düşmanlığını ve ayrımcılığı teşvik etmektedir. Bunu yaparak toplumdaki şiddet ve bölünmeyi daha da körüklüyorlar.
Göçmenlere suçlu muamelesi yapılmasını, dayanışmanın yerini kontrolün almasını ve ırkçılığın yasaları belirlemesini reddediyoruz. Herkes için hareket özgürlüğü, güvenlik, onur ve adalet hakkı olan bir toplum için mücadele ediyoruz. Ve bunun mümkün olduğunu biliyoruz!
Birbirimizi koruyabiliriz, bunun için polise ya da devlete ihtiyacımız yok. Bunun yerel, komşuluk temelinde örgütlenmeyle mümkün olduğunu biliyoruz. Alman toplumunun giderek daha fazla bölündüğü bir dönemde, dayanışma ve karşılıklı desteğe dayalı daha fazla ağlar kurmamız gerekiyor.
Şimdi hepimiz bir arada durmalıyız! Dayanışmamız kazanacak!