23 Şubat Seçimleri ve Berlin

Bu akşam merakla beklenen Almanya Federal Meclis Seçimleri nihayet bitti. Sonuçlar henüz yüzde yüz kesinleşmemiş olsa da nihayi neticeye çok yakın sonuçlar belli oldu.

Genel olarak beklenildiği gibi maalesef gerici, ırkçı ve faşist partiler (Union ve AfD toplam %49,1) seçimleri kazandılar.

Fakat Sol Parti de ciddi bir oy patlaması yaptı. Bundan bir kaç hafta öncesinde barajı aşması bile tartışmalı olan Sol Parti Almanya genelinde oylarını beklenenin tersine ikiye katladı: % 8,7. 

FDP ve BSW parlamentoya giremeyecekleri kesin gibi görünüyor. Bu durumda büyük bir ihtimal Union (CDU ve CSU) ve SPD ikili koalisyon kuracaklar. Fakat bu koalisyon daha önceki yazılarımızda da belirttiğinmiz gibi pek istikrarlı olmayacak gibi görünüyor. Dolayısıyla bir iki sene içinde yine erken seçimler gündeme gelirse şaşırmamak gerekir.

Eğer yine bir erken seçim söz konusu olursa, en büyük tartışma konusu Union’un AfD ile koalisyon yapıp yapmayacağı olacak: Yani seçmenler faşist güçleri içinde barındıran bir iktidara evet mi hayır mı diyecekler. Dananın kuyruğu bu noktada kopacak. Bu durumda kendine demokratım diyen bütün güçler (SPD ve Yeşillerin seçmenleri de dahil) göçmen ve mültecilerin ırkçı seçim propaganda malzemesi yapılmasına karşı daha kesin bir tavır almaları gerekmektedir.

Berlin nasıl olması gerektiğini gösterdi:

An itibariyle (23:52) Sol Parti Berlin’de hem birinci oy (%21,8) hem de 2. oylar (%19,9) bakımında en güçlü parti oldu!!!

Berlin’in 12 direk adıyının 4’ünü Sol Parti aldı. Mesala Neukölln’de Ferat Koçak, Kreuzberg’de Pascal Meiser Meclise direk seçildiler.

Berlin sonuçları ırkçı-faşist, militarist ve anti-sosyal gelişmelere karşı çok önemli bir mesaj ifade etmektedir!

Sağın güçlenmesinin yarattığı tedirginliğe karşı en anlamlı ve etkin duruş antifaşist/sol hareketin parlamentoda ve özellikle de sokakta güçlenmesidir.

Yılgınlık yerine umudu yeşertelim.

Garip Bali, 23 Şubat gecesi / Berlin