Almanya’nın ”Temizliği” / Temizlik Sektöründe Sömürü – Gülhan Sarıdoğan

HomeManşetEmek - Sermaye

Almanya’nın ”Temizliği” / Temizlik Sektöründe Sömürü – Gülhan Sarıdoğan

80’li yılların ortalarından itibaren kamuya ait kurumlardaki temizlik işlerinin özelleştirilmesi hız kazanarak, kamuda çalışan işçilerin yaptığı temizlik işleri özel temizlik şirketlerine devredildi.

Taşeron temizlik şirketlerinin hızla çoğalmasıyla birlikte, temizlik sektöründeki istihdam da 1975’den bu yana %500 düzeyinde arttı.  Bu söz konusu artışta gerek kamuda gerek büro temizliğinde çalışacak kalifiyesiz işçiler için, vergi ve sosyal güvenlik yasalarındaki değişikliklerin de etkisi büyük oldu.

Temizlik şirketlerinde çalışanların %80`i yarım gün çalışma ( Teilzeit ) ve kısa süreli çalışma (Minijob)[1] işlerinde  450 Avro sınırına kadar ücretle istihdam edilirken, bunun diğer %20’lik oranını tüm gün çalışanlar oluşturuyor. Bu tüm gün çalışmalarında işçiler tüm gün çalışma sistemine ulaşmak için günde iki, bazen üç farklı taşeron şirketinde çalışmak zorunda kalıyorlar.

Yapılan istatistiklere göre Almanya’da 25.000’ in üzerinde ağırlığı taşeron olan temizlik şirketi bulunmakta. Bu şirketlerde 700.000’e yakın temizlik işçisi çalışıyor. Bu şirketlerde çalışan emekçilerin %79’u ise kadınlar. Yine bu oranın büyük bir bölümünü göçmen kökenli ’’ev kadınları’’ oluşturuyor. Evlerdeki tüm işlerin yükünü omuzlarında taşıyan bu kadınlar dil sorunu ve vasıfsız iş gücüne sahip oldukları için başka alanlarda iş bulamadıklarından dolayı son durak olarak bu temizlik şirketlerinde çalışmak zorunda kalıyorlar.

Temizlik şirketleri arasındaki orantısız rekabet, kamu kurumlarından iş kapma hırsı ve bu alanlardaki kontrollerin yetersiz olması çalışanların hayatını daha da zorlaştırıyor.

Açılan ihalelerde en düşük ücreti ödeyen işveren ihaleleri alabiliyor. İhaleleri veren devlet kurumlarının da (Vergabestelle) en az temizlik şirketleri kadar işçilerin emeğinin sömürülmesinde payları var.  Verdikleri fiyatla, verilen işlerin yapılamayacağını, örneğin 700 metrekare alanın 1 saate temizlenemeyeceğini, bu alanda çalışanların iş güvenliğinin olamayacağını kendileri de pekâlâ bilmekteler.

Kamu kurumlarının temizlik işlerini özel şirketlere devretmesiyle birlikte bu alanda çalışanların iş hayatlarındaki güvencesizlik’te yıllardır devam etmekte. Sürekli değişen iş sözleşmeleri, her üç yılda değişen temizlik şirketleri. Her üç yılda işsiz kalma endişesi taşıyan işçiler bu nedenlerle kendilerine önerilen bu işleri itirazsız kabul etmek zorunda kalıyorlar. Aynı şekilde bu alandaki denetiminlerin çok az olması sebebiyle birçok işveren uymaları gereken yasal zorunluluklarını da yerine getirmemekteler. Örneğin 30 gün yıllık izin, resmi tatillerin ve hastalık raporlu günlerin ödenmesi gibi haklarından bile yararlanamamaktalar.

Yukarıda belirttiğimiz sebeplerle, ucuza alınan ihaleleri daha ucuza getirme çabasında olan işverenler, daha az zamanda, daha çok iş yaptırmak için işçilere baskı uygulamakta. Daha fazla çalıştıkları için ödenmesi gereken saat ücretini bile ödememekte. Bu alanda sendikalar hemen hemen hiç yok gibi. İşçilerin örgütlenmesi ise büyük temizlik şirketleri tarafında engellenmekte, sendika üyesi olanların ise işlerine son verilmekte.

1985 yılından başlayarak işverenlere işten çıkarmada kolaylık sağlanan bir çok yasa yürürlüğe girdi. Neol- liberal esnek çalışma modeli hızlı bir şekilde yaygınlaştı. Bir çok alanda yeni iş sözleşmesi öngören uygulamalarla, iş gücü piyasalarının kuralsızlaştırılması, çalışanlar geçici iş sözleşmeleri ile sosyal hakların dışına itildi. Yarım zamanlı (Teilzeit) işlerde daha az ücretle ve güvencesiz biçimde çalıştırılmaların yolu açılarak, özellikle temizlik sektöründe genel olarak da hizmet sektöründe iş gücü daha da ucuzladı.

Hartz 1,2,3,4 [2] diye adlandırılan işverenlerin lehine çıkarılan reform paketleri bir sürü kuralsızlığı da beraberinde getirmiştir. Bir nevi köle tacirliği yapan, işçi kiralayan şirketlerin kurulması, tek kişilik şirketlere izin verilmesi (Ich AG), kısa süreli çalışma sisteminin yaygınlaşması, tam gün çalışmalarının giderek azalmasına neden olmuştur. Temizlik alanında çalışan özellikle göçmen kadın emekçiler bu uygulamalardan en çok etkilenen, sömürülen kesimlerdir.

Sonuç olarak, temizlik şirketlerinde ve diğer güvencesiz iş yerlerinde çalışan emekcilerin iş koşullarının iyileştirilmesi iyi örgütlenmelerden geçiyor. Bu tür işleri gelişi güzel, taşeron firmalara ucuza iş veren kurumların bu uygulamalardan vazgeçmesi, sendikaların ve meslek örgütlerinin bu alanlarda denetimlerini artırması, şirketlerin ilk etapta yasal yükümlülüklerini yerine getirmeleri konusunda daha ısrarcı olmaları gerekmektedir.

———————————————————————————————————————————–

[1] Minijob uygulaması, çalışanların  ayda 450 avrodan fazla bir gelir kazanamayacağı küçük çaplı bir iştir. Bu çalışma biçiminde çalışma süreside genellikle kısa zaman dilimi geçerlidir.  Yani bu sadece birkaç hafta veya bir kaç ay için çalışacağınız kısa süreli bir iş olabilir. Minijob “Kısa süreli istihdam” sisteminde yıllık kazancınızın 5400 €’ yu geçmemesi gerekmektedir. Bu sistemde genellikle sabit vergi ödenir.

[2] İşsizlik parası II („Hartz IV“), 15 (on beş) yaşından büyük olmaları, henüz emeklilik yaşında olmamaları ve çalışabilir durumda olmaları koşuluyla, uzun süredir düzenli olarak Almanya’da ikamet eden kişilere (yani Almanya vatandaşları, belirli ön koşullar çerçevesinde AB vatandaşları veya AB üyesi olmayan ülkelerin ikamet iznine sahip olan vatandaşları) verilir. Geçimi güvence altına alan (parasal) hizmetlere ek olarak, işsizlik parası II alan kişilerin iş piyasasına yeniden uyum sağlamaya ilişkin yardımlardan yararlanma hakkı da vardır.

  • Yaşlılık ve bedensel engel durumunda sosyal yardım veya temel güvence, aynı kişi grubuna ait olan ancak emeklilik yaşına gelmiş veya sağlık nedenleri dolayısıyla iş göremez çalışmaya engel olan durum (günde en az üç saat çalışamaz) durumda olan kişilere verilir. Hizmetler tutar bakımından işsizlik parası II ile aynıdır.
  • Federal mültecilere yapılan yardım, iltica başvurusunda bulunan, müsamahalı oturum iznine sahip olan veya belirli insani ikamet izinleriyle Almanya’da yaşayan kişileri kapsar. Federal mültecilere yapılan yardım, diğer geçim güvencelerine ilişkin hizmetlerin bulunduğu düzeyin önemli ölçüde altındadır. İlk 15 ay buna ek olarak yalnızca sınırlı bir devlet sağlık sigortası geçerlidir. Kaynak: https://www.berlin.de/willkommenszentrum/tr/adim-4-calisma-ve-egitim/issizlik/